Trump'ın "eşit tarife" stratejisi: Müzakere kozu mu yoksa uzun vadeli bir ulusal politika mı?
Geçen hafta ABD borsa kapanışından sonra, Trump "eşitlik tarifesi" planını açıkladı. Bu plan, başlıca ticaret ortaklarının geçen yıl ABD ile olan gerçek ticaret fazlasının toplam ihracatına oranını hesaplayarak, bunu ikiye bölerek yeni "eşit" tarifeleri belirliyor. Bu mantık tuhaf görünse de, Trump'a ticaret savaşı başlatma bahanesi sağlıyor.
Sonrasında, küresel pazarlar, kripto varlıklar da dahil olmak üzere büyük bir darbe aldı. Şu anda, pazar Trump'ın gümrük tarifeleri planına ilişkin beklentilerde bölünmüş durumda: gerçekten uzun vadeli bir ulusal politika mı yoksa müzakere stratejisi mi? Eğer ilkiyse, bu ABD'yi izolasyonizm yoluna sokabilir ve küresel ekonomi üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir. Eğer ikincisi ise, 2 Nisan'da açıklanan "eşit gümrük tarifeleri" bu ticaret savaşındaki panik döneminin zirvesini işaret edebilir, ardından çok taraflı müzakerelerle yavaş yavaş bir uzlaşıya varılacak ve pazar panik halinde yavaş yavaş azalacaktır.
Trump'un daha önce gümrük tarifelerini bir "ulusal politika" olarak tanıtarak imalat sanayinin geri dönüşünü sağlamak ve seçmenlere verdiği sözleri yerine getirmek istemesine rağmen, yazar gümrük tarifelerinin daha çok bir müzakere kozu gibi olduğunu düşünmektedir. Nihai hedefleri arasında daha fazla yurtdışı siparişi almak, yerel istihdam yaratmak, rakipleri makul şekilde sıkıştırmak gibi unsurlar yer alabilir. Ayrıca, gümrük tarifelerinin yarattığı piyasa dalgalanmaları da Fed üzerindeki faiz indirme baskısını artırabilir.
Trump ekibi mevcut baskılara dayanabilirse, mantıksız gümrük vergisi taleplerini somut sonuçlara dönüştürebilirse, siyasi etkisi daha da artacak ve Cumhuriyetçi Parti'nin önümüzdeki yılki ara seçimlerde avantaj sağlamasına yardımcı olacaktır. Ancak, gümrük vergilerini uzun vadeli bir ulusal politika haline getirme olasılığı düşüktür, çünkü zaman ve mekan buna izin vermiyor. Yüksek gümrük vergileri ekonomik durgunluğa, borsa çöküşüne ve varlık enflasyonuna yol açabilir ki bu da Cumhuriyetçi Parti'nin ara seçimlerdeki avantajını tehdit eder.
Aslında, "eşit tarife" uygulamaya konulmadan bir hafta bile geçmeden, Trump ekibinin tarifeler konusundaki tutumu yumuşamaya başladı. ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü, 50'den fazla ülkenin Beyaz Saray ile ticaret görüşmelerine başladığını belirtti. ABD ticaret danışmanı da Trump'ın tarifeleri ve vergi dışı engelleri azaltmayı hedeflediğini ifade etti.
Elbette, müzakere sürecinde beklenmedik durumlar ortaya çıkabilir, özellikle de Avrupa Birliği ve Çin gibi önemli ticaret ortakları ile yapılan müzakerelerde. Müzakereler tıkanırsa, bu kısa vadede çatışmaların tırmanmasına yol açabilir. Ancak çoğu ülkenin ABD ile aktif bir şekilde müzakere yapacağını dikkate alırsak, genel durumun kötüleşme olasılığı pek yüksek görünmüyor.
Trump'un temel görevi, önümüzdeki yıl yapılacak ara seçimlerden önce daha fazla "başarı" elde etmek, yüksek enflasyon ve borsa çöküşünün ikinci dönemini etkilemesine izin vermek değil. Bu nedenle, erken "çılgınlaşmak" ve erken müzakere yapmak Trump için daha avantajlı. "Belirsizlik" yaratıcısı olarak Trump, önümüzdeki yıl yapılacak ara seçimlerden önce "belirsizlik" ile karşılaşmak istemiyor.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Trump'un eşit tarife planı piyasalarda dalgalanmalara neden oldu, ticaret müzakereleri stratejisi olabilir.
Trump'ın "eşit tarife" stratejisi: Müzakere kozu mu yoksa uzun vadeli bir ulusal politika mı?
Geçen hafta ABD borsa kapanışından sonra, Trump "eşitlik tarifesi" planını açıkladı. Bu plan, başlıca ticaret ortaklarının geçen yıl ABD ile olan gerçek ticaret fazlasının toplam ihracatına oranını hesaplayarak, bunu ikiye bölerek yeni "eşit" tarifeleri belirliyor. Bu mantık tuhaf görünse de, Trump'a ticaret savaşı başlatma bahanesi sağlıyor.
Sonrasında, küresel pazarlar, kripto varlıklar da dahil olmak üzere büyük bir darbe aldı. Şu anda, pazar Trump'ın gümrük tarifeleri planına ilişkin beklentilerde bölünmüş durumda: gerçekten uzun vadeli bir ulusal politika mı yoksa müzakere stratejisi mi? Eğer ilkiyse, bu ABD'yi izolasyonizm yoluna sokabilir ve küresel ekonomi üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir. Eğer ikincisi ise, 2 Nisan'da açıklanan "eşit gümrük tarifeleri" bu ticaret savaşındaki panik döneminin zirvesini işaret edebilir, ardından çok taraflı müzakerelerle yavaş yavaş bir uzlaşıya varılacak ve pazar panik halinde yavaş yavaş azalacaktır.
Trump'un daha önce gümrük tarifelerini bir "ulusal politika" olarak tanıtarak imalat sanayinin geri dönüşünü sağlamak ve seçmenlere verdiği sözleri yerine getirmek istemesine rağmen, yazar gümrük tarifelerinin daha çok bir müzakere kozu gibi olduğunu düşünmektedir. Nihai hedefleri arasında daha fazla yurtdışı siparişi almak, yerel istihdam yaratmak, rakipleri makul şekilde sıkıştırmak gibi unsurlar yer alabilir. Ayrıca, gümrük tarifelerinin yarattığı piyasa dalgalanmaları da Fed üzerindeki faiz indirme baskısını artırabilir.
Trump ekibi mevcut baskılara dayanabilirse, mantıksız gümrük vergisi taleplerini somut sonuçlara dönüştürebilirse, siyasi etkisi daha da artacak ve Cumhuriyetçi Parti'nin önümüzdeki yılki ara seçimlerde avantaj sağlamasına yardımcı olacaktır. Ancak, gümrük vergilerini uzun vadeli bir ulusal politika haline getirme olasılığı düşüktür, çünkü zaman ve mekan buna izin vermiyor. Yüksek gümrük vergileri ekonomik durgunluğa, borsa çöküşüne ve varlık enflasyonuna yol açabilir ki bu da Cumhuriyetçi Parti'nin ara seçimlerdeki avantajını tehdit eder.
Aslında, "eşit tarife" uygulamaya konulmadan bir hafta bile geçmeden, Trump ekibinin tarifeler konusundaki tutumu yumuşamaya başladı. ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü, 50'den fazla ülkenin Beyaz Saray ile ticaret görüşmelerine başladığını belirtti. ABD ticaret danışmanı da Trump'ın tarifeleri ve vergi dışı engelleri azaltmayı hedeflediğini ifade etti.
Elbette, müzakere sürecinde beklenmedik durumlar ortaya çıkabilir, özellikle de Avrupa Birliği ve Çin gibi önemli ticaret ortakları ile yapılan müzakerelerde. Müzakereler tıkanırsa, bu kısa vadede çatışmaların tırmanmasına yol açabilir. Ancak çoğu ülkenin ABD ile aktif bir şekilde müzakere yapacağını dikkate alırsak, genel durumun kötüleşme olasılığı pek yüksek görünmüyor.
Trump'un temel görevi, önümüzdeki yıl yapılacak ara seçimlerden önce daha fazla "başarı" elde etmek, yüksek enflasyon ve borsa çöküşünün ikinci dönemini etkilemesine izin vermek değil. Bu nedenle, erken "çılgınlaşmak" ve erken müzakere yapmak Trump için daha avantajlı. "Belirsizlik" yaratıcısı olarak Trump, önümüzdeki yıl yapılacak ara seçimlerden önce "belirsizlik" ile karşılaşmak istemiyor.